top of page
Search
Writer's pictureCuneyt Tuncer

Türkiye Ekonomisinde Enflasyonla Mücadele: TCMB’nin Para Politikası ve Etkileri



Türkiye ekonomisi, son yıllarda yüksek enflasyon ve döviz kuru dalgalanmaları gibi yapısal sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Bu süreçte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), fiyat istikrarını sağlamak ve piyasa güvenini yeniden tesis etmek amacıyla para politikasını sıkılaştırıcı bir duruş sergilemiştir. Bu makalede, TCMB’nin uyguladığı para politikalarının enflasyon üzerindeki etkileri, uluslararası kuruluşların değerlendirmeleri ve grafiksel veriler ışığında özet bir şekilde ele alınmıştır.

1. Türkiye Ekonomisinde Enflasyonun Seyri

Enflasyon, 2020’li yılların başından itibaren Türkiye ekonomisinin en temel sorunlarından biri haline gelmiştir. 2024 yılında enflasyon oranı %48,58 ile düzeyinde gerçekleşmiştir. Bu durum, döviz kuru dalgalanmaları ve maliyet kaynaklı fiyat artışlarının etkisini göstermektedir. Döviz kuru şokları, enerji fiyatlarındaki artış ve ithalat bağımlılığı gibi faktörler, maliyet artışlarını üretici fiyatlarından (ÜFE) tüketici fiyatlarına (TÜFE) hızlıca taşımıştır.

Bunun yanında, daha öncek yıllarda uygulanan politikalar kaynaklı talep yönlü baskılar, genişlemeci kredi politikaları ve artan kamu harcamaları, enflasyonun kalıcı hale gelmesine neden olmuştur. 2023 sonrası, sıkı para politikasıyla bu baskıların hafifletilmesi amaçlanmıştır.

2. TCMB’nin Para Politikası Adımları

TCMB, 2023 yılında para politikasında sıkılaştırıcı bir duruş benimseyerek faiz oranlarında önemli artışlara gitmiştir. 2023 Haziran ayında politika faizi %8,5 seviyesindeyken, 2024 Mart ayında bu oran %50’ye yükseltilmiştir.

• Faiz Politikası: Faiz artırımlarıyla enflasyon beklentilerini yönetmek ve talebi sınırlamak hedeflenmiştir.

• Likidite Yönetimi: Bankacılık sistemine verilen likidite sınırlandırılmış, zorunlu karşılık oranları artırılmıştır.


• Kredi Büyümesinin Kontrolü: Tüketici kredilerinde büyüme hızının sınırlandırılması, talep kaynaklı enflasyonist baskıların azaltılmasını sağlamıştır.

Bu adımlar, kısa vadede enflasyonist baskıları azaltmakla birlikte ekonomik büyüme üzerinde sınırlayıcı etkiler yaratmıştır.

3. Para Politikasının Enflasyon Üzerindeki Etkisi

Sıkı para politikası uygulamaları, enflasyon üzerinde kademeli bir düşüş etkisi yaratmıştır. 2024 yılı Ekim ayında yıllık enflasyon %48,58 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, hizmet sektöründeki fiyat yapışkanlığı ve maliyet geçişkenliği nedeniyle enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanamamıştır.

• Hizmet Enflasyonu: Hizmet fiyatları, genel enflasyona kıyasla daha yüksek oranlarda artış göstermiştir (%69,78).

• ÜFE-TÜFE Geçişkenliği: ÜFE’deki maliyet artışlarının TÜFE’ye geçişi azalsa da tam anlamıyla durmamıştır.

Sonuç olarak, sıkı para politikası talep kaynaklı enflasyonu kontrol altına almayı başarsa da maliyet ve yapısal enflasyon unsurlarına sınırlı bir etki yapmıştır.

4. Uluslararası Kuruluşların Değerlendirmeleri

IMF, Türkiye’nin enflasyonla mücadelesinde sıkı ve veri odaklı para politikasının önemine dikkat çekmiştir. Faiz artışlarının ekonomik dengesizlikleri azaltarak piyasa güvenini artırdığı belirtilmiştir.

Dünya Bankası, Türkiye’nin makroekonomik politikalarının normalleşmesinin fırsatlar sunduğunu ancak kırılganlıkların devam ettiğini vurgulamıştır. Özellikle dış borçlanma ve döviz kuru şoklarına karşı kırılganlıkların giderilmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Kredi Derecelendirme Kuruluşları:

• Fitch Ratings: Türkiye’nin kredi notunu “B+”dan “BB-” seviyesine yükseltmiştir.

• Moody’s: Türkiye’nin kredi notunu “B3”ten “B1” seviyesine çıkarmıştır.

• S&P: Türkiye’nin kredi notunu “B+”dan “BB-” seviyesine yükseltmiştir.

Bu kuruluşlar, Türkiye’nin sıkı para politikalarını olumlu karşılamakla birlikte, bu politikaların sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerini dile getirmiştir.

5. Genel Değerlendirme ve Sonuç

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın uyguladığı sıkı para politikaları, enflasyonun kontrol altına alınmasında önemli bir rol oynamıştır. Ancak, kalıcı fiyat istikrarı sağlanabilmesi için şu adımların atılması gereklidir:

1. Yapısal Reformlar: Hizmet enflasyonunu düşürmek için sektörel düzenlemeler ve enerji maliyetlerini azaltacak politikalar uygulanmalıdır.

2. Maliye Politikası ile Koordinasyon: Para ve maliye politikaları uyumlu bir şekilde yönetilerek hem talep hem de maliyet kaynaklı enflasyon kontrol altına alınmalıdır.

3. Piyasa Güveni: Para politikasının sürekliliği ve öngörülebilirliği artırılarak iç ve dış piyasalarda güven sağlanmalıdır.

Politika faizindeki artışlar ve likidite yönetimi, enflasyonu düşürmede etkili olmuş; ancak hizmet enflasyonu ve maliyet geçişkenliği gibi yapısal sorunlar nedeniyle fiyat istikrarı tam anlamıyla sağlanamamıştır. Kalıcı istikrar için mali reformlar, yapısal düzenlemeler ve uluslararası güvenin artırılmasına yönelik adımların devam ettirilmesi gerekmektedir.

0 views0 comments

Comentários


bottom of page